24 Nisan 2007 Salı

Fanatik Gençler


Fanatiklik bilindiği üzere, bazı konulara normalden daha fazla demektir. Toplum içinde fanatikliğin çok çeşitleri vardır birimiz bir futbol takımının fanatiği olurken başka birisi basket takımının ya da yaptığı işin fanatiği olabilir. Bence fanatiklik aslında sadece böyle zevk alınan bizim işimizden uzak olan spor dallarında olmaz. Kişi yaptığı işin, çalıştığı görevin fanatiği olabilir. Mademki fanatiklik aşırı bağlanma demek bu zannımız doğru çıkar. Bir öğrenci de öğrenimini devam ettirdiği bölümün ya da gördüğü derslerin belki de yapacağı ödevlerin hayranlığından fanatik statüsüne geçebilir. Bir öğrenci için en iyi fanatiklik budur.
Bir memur, bir işçi, bir işveren çalıştığı işi severek yapıyorsa O da yaptığı işin fanatiğidir. Bir çalışan kişiler içinde en iyi fanatiklik budur.
Sporu ya da başka unsurları hiç mi takip etmeyeceğiz. Tabii ki onlar da olacak ancak her şeyin bir haddi vardır. Eğer evdeki ana ya da baba birbirinin rızası ya da çocuklarının rızası olmadan bu bağımlılıklarını devam ettiriyorsa onun için ve ailenin istikbali için pek hayırlı olmaz. Zira ana ya da baba aile müessesinin devamını sağlayacak gardiyanlardır. Onlar bu çabayı göstermezlerse o ailenin hali ne olur. Evdeki çocuklar da bu tür durumlarda anne ve babasına saygı gösterip onun için düşünülen iyiliğe boyun eğmelidir. Zaten ana, babasının lafını dinlemeyenlerin sonu pek hayırlı olmamıştır. Ağaç yaşken eğilir misali çocuklar bu tür hassas durumları küçükken öğrenir ve büyüyünce öğrendikleri doğrultusunda hareket eder. Sonradan bazı şeyleri kazandırmaya çalışmak oldukça zor olacaktır.
Ülkemizde daha çok futbol fanatikliği görülmektedir. Bunun sebebi ise bizim az gelişmiş (ne kadar gelişmekte deseler de) olmamızdan kaynaklanıyor. Çünkü gelişmiş bir ülkede insanların yüzde doksanı daha çok sevdiği ya da ilgisini çeken ya da düşündüğü mesleği yapar. Bizde işinden memnun olan ya da işini severek yapan insanlar yok denecek kadar azdır. Bundan dolayıdır ki bizlerin de ilgisi ve fanatikliği işimizin üzerine değil de başka şeylerin üstüne kayıyor. Futbol hayranlığı ve fanatikliği ülkemizde üst seviyelerde dolaşmaktadır. İnsanlar tuttukları takımın eleştirilmesini hiç ama hiç kaldıramazlar sanki ailesinin nafakasını o takım sağlıyormuş gibi. Evet, takım tutulur ancak aşırı derecede bağlılık bazen ailelerimizi de arkadaşlarımızı da kötü yönde etkilemektedir. Böyle fanatiklik krizi gelince insanın farkında olmadan kırıcı olabilir. Önceleri zaten bu tür sporlar zevkine yapılıyordu, Şimdi ise tamamen para üzerine temelleri atılmış. Eskiden babam maça çok gidiyormuş. Evdekilerin lafını dinlemez olmuş dedik ya fanatiklik işte göz görmez her ne kadar önemli olsa da söylenilenler. Ama sonraları hatasını anlamış ve ailesini yani bizleri bırakıp gitmemiş önemli anlarda. Tabii ki ben çocuktum hatırlamıyorum. Fakat anlatılanlardan ders aldım. Takım tutarım ancak sadece tutarım, takip ederim. Bence fanatik olanlar da önceleri birilerinden babası olmazsa çevresinden etkilenmiştir.
Holiganlık ise fanatikliğin gelişmiş şekli teşbihte hata olmazsa babası gibidir. Holiganlık derecesine varan fanatiklik ise çok zararlı davranışların hayat bulmasına gebedir.Bu türlerden uzak durmak gerekir.
Gençlik olarak bizler ne yapmalıyız! Bazı şeyleri savunabiliriz ancak bu savunduğumuz konular bize ve ailemize ya da çevremizdeki dostlarımıza arkadaşlarımıza zarar vermeyecek cinsten olmalı. Tersi bir davranışta bulunursak ailemizde ve çevremizdekilerde tamiri olmayacak kalp kırılmalarına meydan verebiliriz. Bunun için bu konunun hassasiyetinin şuurunda olup ayağımızı ona göre uzatmalıyız iş işten geçmeden. Bazı sorularınızı duyar gibi oluyorum. Arkadaş.’Bu konu o kadar büyütülür mü?’ diyenleriniz olabilir. Söylediğim gibi tedbirleri başta almalıyız ki sonra kırılan kalpleri onarmak için ya da kapattığımız kapıları açmak için uğraşıp kısacık olan hayatımızda zaman kaybetmeyelim. Zira bu ülkenin geleceği bizlere emanet edilecek. Bizlerde böyle işlerle uğraşırsak halimiz nice olur.
Keşke lafını kullanmayı hiç sevmem. Ancak önceki yöneticilerimiz için keşke lafını kullanmak bana çok doğal geliyor. Ve diyorum ki keşke milli şuurları olsaydı ülkemiz daha iyi yönetseydiler.Şimdi ülkemiz daha iyi durumlarda olurdu ve herkes yaptığı işin fanatiği olsaydı.

Hiç yorum yok: