26 Şubat 2017 Pazar

18 Ocak 2017 Çarşamba

Üniversiteliydik...

    Çok istediğimiz bir hedefe ulaşmak için elimizden gelen bütün gayreti gösteririz. Sonuç nedir peki? Başaramayan için hüsran başaran için de o kalbindeki heyecanın kaybolmasıdır. Üniversiteye başlayınca en az iki burs bulabileceğini ve özgürce istediğini giyip istediğini yiyeceğini istediği gibi gezebileceğini zanneder masum liseli. Bir de mahalle baskısıyla her üniversite öğrencisinin kız kardaşı ya da erkek arkadaşının mutlaka olduğunu zanneder ve heyecanlanır.
    Velhasılıkelam bizim masum liseli artık büyük heyecanla üniversitesine başlar ama kendi ilinde ama başka bir memlekette. Yeni arkadaşlıklar, yeni ortamlar, yeni heyecanlar vs. vs. Üniversitenin birinci sınıfında herkesin işi hazırdır ve her öğrenci mezun olunca devletin kendini beklediğini özel sektörün ise tam da onun gibi birisini aradığını düşünür. Taa ki üçüncü sınıfın ikinci dönemi gelinceye kadar hala uyanmamıştır klasik öğrenci tipi. O zaman gelinceye kadar da insani ilişkilerini geliştirmeye çalışır. Bazen aldanır bazen aldatır. Bazen arkadaşlarını korur bazen de arkadaşları onu korur. Bazen sever söyleyemez bazen de kendini seveni sevemez. Bazen harçlıksız kalır kuru ekmek arar bazen de bir iftar çadırında kendini bulur.
    Bahsettiğimiz üçüncü sınıf ikinci yarısı gelince de artık bütün okul sevgisi kendini iş korkusuna dönüştürür. Telaşla kpss lere çalışılır, kurs lara gidilir. Okulun son yılı da bitince atanan ya da özel sektör de olsa bir işi olanlar arkadaşları arasında en şanslı kişiler olarak görülür. Okulunu uzatanlara lafımız bile yok. Neden ? Çünkü onlarla muhabbet bile kesilmiştir artık. Bir yıl kpss hazırlık yapıp kazananlar ya da güzel bir işi olanlar da küme içinde kalır. İki yıl geçirdikten sonra atananlarla da öyle böyle irtibatta olunabilir. Mezun olduktan iki yıl sonra da iş bulamayanlar da küme içinde kalamaz yalnızlığa terkedilir. Üniversiteliyken arkadaşları arasındaki dargınlıklar küskünlükler çok büyük bir işmiş gibi geldiğini hatırlayan masum üniversiteli mezun olsam bir işim olsa da kurtulsam dediğini hatırladı ve ben işsizliğin acısını hiç çekmemişim keşke üniversiteli kalsaydım hep diye düşündü. Ancak iş işten geçmişti artık.
    Çok önemli muhabbetler, kırgınlıklar,davalar gördüğünü zanneden üniversiteli ancak, 6-7 yıl sonra geriye dönüp bakınca aslında durumun bu kadar da basit olduğunu görür. Üniversite yıllarında şuurlu olanların ise gönlü de kafası da gayet rahattır.

21 Ekim 2007 Pazar

tezkere...

Milletler her zaman bir devletinin olmasını istemiştir nüfusu fazla ya da az olsun. Biz Türk Milletinin ise bu özelliği daha çok ön plana çıkar. Bizler hiçbir zaman başka devletlerin himayesi altında yaşamayı içimize sindirememişizdir. Bundan dolayıdır ki tarih içinde her dönem Türk Devletinin ayak izi olmuştur ve her dönem biz Türklerden bahsedilmiştir. Biz gençler bunun şuuru içinde hareket etmeli kendimize Avrupa’yı Amerika’yı değil geçmişimizi, atalarımızı örnek almalıyız. Avrupa’ya medeniyeti bizler öğrettik. Onun için Avrupa’yı kültür yönünden medeniyet yönünden ve de yaşam tarzından kendimize örnekler almamalıyız. Fakat bilimleri olsun hayattaki düzenleri olsun her daim örnek alınmalı ve uygulanmalıdır.
Önemli olan devlet kurmak değil onu devam ettirmek ve devamlılığını sağlayacak güçlerle süslemektir. Bu güçler; ekonomik güç, milli birlik ve beraberlik v.s dır dır. Şu unutulmamalıdır ki, ekonomik gücü olmayan devletler her zaman emir almaya, güdülmeye ve kullanılmaya mahkûmdur. Yirmi birinci yüzyılda devletlerin güçlü olup olmaması ve saygın olup olmaması ekonomik büyüklüğüyle alakalıdır. Bireyler de ülkesinin ekonomik kalkanımı için elinden geleni yapmalı elinden gelmeyen için de gayret göstermelidir. Küçük bir çıkarında vatanını, milletini satanlar şerefsizdir ve vatan hainidir. Böyle konularda duyarlılık ilk önce büyüklere düşer. Çünkü onlar daha çok tecrübe sahibidir. Gençlerin tecrübe eksikliği olduğu için olayları ve durumları yanlış değerlendirebilirler. Ancak gençler ülkenin potansiyel gücüdür. Gençler bunun farkına varıp kendilerini günübirlik işlere değil de gelecekle ilgili işlere adamalıdır. Türkiye’de madem genç nüfus fazla ve bu genç nüfusun potansiyeli fazla neden bu ülke bunun semeresini göremiyor. Kanımca bunun sebebi en küçük çıkarlarda bile ikiyüzlü olan eğitimi yetersiz olan kişilerin kullanılmasındandır. İnsan eğitimsiz olabilir ancak şuurlu olup karını zararını düşünmelidir. Kimler bizle tarih boyunca dostluk yapmış, kimler bize tarih boyunca düşman olmuş bunların muhasebesi iyi yapılmalı şimdiki dış politikamızı da ona göre dikkatli ve tedbirli şekilde belirlemeliyiz. İnsanlarda olduğu gibi ülkelerde de sesini yükseltmeyen, gür konuşmayan, masaya yumruğunu vurmayan ve ekonomisi zayıf olan ülkeler her zaman ezilmiştir ve birinci dünya devletlerine hizmet etmiştir. Türkiye’nin ekonomisi iyi olmadığı için dünyada söz sahibi olamıyor. Bunun aksine söz dinleyen bir ülke oldu. Askeriniz ne kadar çok olursa olsun, ordunuz ne kadar kuvvetli olursa olsun ekonominiz zayıf olduktan sonra bu dünya da kimseye laf geçiremezsiniz.
Yıllardan beridir bir terör belasıdır uğraşılıp durulur. Peki, bu terörün silahı mühimmatı nerden geliyor. Bunu hangi ülkeler destekliyor. Bunlar bir türlü sesli düşünülüp çözüm bulunamadı. Neden mi çünkü bizim ordumuz ne kadar güçlü olsa da ekonomimiz iyi olmadığı için ağzımızda geveleyip duruyoruz azı şeyleri. Ülke içersinde de vatan hainleri olduğu için sesli düşünmekten çözüm aramaktan kaçar oldu herkes. Aman koltuğumdan olmayayım, aman makamım, mevkiim düşmesin diye kimseler ses yükseltemez oldu. Vatandaşlar, dostlar, kardeşler lütfen şuurlu olalım biz şimdiki olayları halletmezsek bunlar ileriye doğru çığ misali büyüyüp durur ve içerisinden çıkılamayacak hal alır bize düşen uykusuzluksa uykusuzluk, bir tas çorbayla akşamlamaksa o,kelle koltuk da iş yapmaksa kelleyi koltuğa alıp iş yapmak. Ancak bizim mesuliyetimizde ise yönetim ya da bulunduğumuz konuma göre artık sorumluluk bu ülke için en değerli şey olan canını bile esirgememek. Zaten atalarımız canlarını mallarını biz torunları için ortaya koymasalardı biz zaten olmayacaktık. Şimdi bizi bu sorumluluktan öte tutan, değişen ne var. Gelecek nesiller için neden bu kadar sorumsuz davranıyoruz neden ülkeyi tehlikelere sokuyoruz neden çevreyi kirletiyoruz NEDEN BİR HRİSTİYAN ÖLDÜĞÜNDE HERKES HRİSTİYAN, BİR ERMENİ ÖLDÜĞÜNDE HERKES ERMENİ OLUYOR DA BİNLERCE ŞEHİT ÖLDÜĞÜ HALDE KİMSE ÇIKIP HEPİMİZ TÜRKÜZ DİE HAYKIRAMIYOR NEDEN NEDEN…
Yıllardan beri onca vatandaşımız şehit oldu. Gelenler Gidenler hep aynı şeylerden bahsedip durdu da bu terör sorunu bir türlü çözülemedi. Hiçbir kimse kendi hatalarına ve duyarsızlığına gelecek nesilleri mahkûm edemez. Terör sorunu ilk çıktığı yıllarda halledilseydi şimdi ülkemiz daha iyi durumda olurdu ve refahımız daha üst seviyelerde olurdu. Herkes bir şeyler yapmaktan korktu bu ülkede. Şimdide tezkere çıkarılacak dediler. Yine öteden beriden sesler çıkmaya başladı. Tezkere aleyhine konuşanlar vatan hainidir. Kuzey Irak Haliç ise ordumuz da orayı temizleyecek yiğitlerdir. Oradaki Türk kardeşlerimize burnumuzun dibinde oldukları halde sahip çıkamıyoruz u ne rezilliktir. Artık ülke Türklüğünden utanan insanlarla dolunca bunların olmasından doğal bir şey olamaz. Birer Türk vatandaşı olarak şuurlu olalım şuurlu olalım şuurlu olalım. Şuurlu olalım ki ayağımızı kaydırmak isteyenlere pabuç bırakmayalım

11 Ekim 2007 Perşembe

Başörtüsü Herşeyi Örter

Atalarımız hiçbir zaman inançlarından dolayı birilerini ya da bir kısım insanı düşman olarak görüp dışlamamıştır.Fethhedilen ülkelere bile karışılmamış inançlarında ibadetlerinde serbest bırakılmıştır.Şimdi bize ne oluyor da birbirimizi kırıp geçiriyoruz.Anlamak zooor zor.Doğu da onca vatandaşımız,kardeşimiz şehit olsun.Onlar hakkında kimse konuşmaz.Sağ neymiş sol neymiş.İnsanlar kişisel çıkarlarını gelip milletin önüne koyamaz.Eğer bu vatan da her fikirden,her milletten insan yaşıyorsa iktidar çalışmalarını herkese göre yapmalı.İlk önce bağımsızlık tabiki.Kimse bağımsız olduğumuzu falan sanmasın.Öyle dışarıya bağlıyız kii dışardan izin almadıkca kılımız kıpırdayamıyor.Bizim atalarımız böylemiydi.Devlete en ufak bir tehlike gelecek olsa canlarını koyarlardı.Şimdiki iktidarlar vatan için,millet için sakalını bile kestirmez.
Dostlar umarım siz beni anlarsınız!bu ülkeyi kimler hangi ülke adına yönetiyor bilinmez.çıkartmışlar bir baş örtüsü tartışması başka birşey konuşuldugu yok.Alttan gizli antlaşmalardır daleveradır herseyi yaparlar.Ne zaman ülke önüne ciddi bir konu çıksa hemen başörtüsüdür dini konulardır tartışması başlıyor.Ne zaman bir ülke bir şey için hep bir yöne kilitlenirse bilinmelidir ki bir kısım insanlar bir taraflardan çıkarlarını gerçekleştirmektedir.Bu baş örtüsü tartışmasıdır,toptan maçlara dikkati vermektir ve diğer odak noktaları insanların dikkatini hep bir yönden kaydırmak içindir.Uyanık olmak lazım.Eğer bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içiyorsak ihanet etmemeliyiz.Basit laflara inanıp bildiğimiz doğru yoldan sapmamalı her zaman vatanım için milletim için neler yapabilirm diye düşünmeliyiz.
Nesil biryerde bozulmuş.Atalarımız komşusu açken tok yatmazdı.Bir semte misafir geldiği zaman herkes kendisi alması için uğrasırdı.Dün bir hikaye dinledim sizinle paylaşmak isterim.Evi demiryolunun kenarında olan bir kadın varmış.Bu kadın hep geç saatlerde yatarmış.Bir tren geçermiş evinin yanından her gün gecenin geç saatlerinde.Kadının gecenin geç saatlerinde yatışının sebebi;olurda birisi trenden inerde ışığı yanan ev görmezse kendini yalnız hisseder,mahcup olur diye beklermiş her gün trenin geçmesini.Kanımca bu bizim bır kısım gelenek ve göreneklerimizi kaybettiğimizdendir.Neden kaybettik sorusuna gelince.Çok net konuşuyorum bu gelenek ve göreneklerimiz dine bağlı olduğu için kaybolmuştur.Ne zaman inançlar zayıfladı o zaman sökülmeler,gevşemeler,sadece kendini düşünmeler başladı.Bu inansak da böyle inanmasak da.
Kurtuluş savaşında dedelerimiz babalarımız sehit düştü.Böyle olunca nesil geçmişinden kopuk yetişti .Alması gerekenler çok önemli yapı taşlarını alamadan yetişti.Yoksa biz çoğu değerimizi koruyor.Söz geçirilen değil Söz geçiren bir devlet olurduk.
Gençlik olarak uyanık olmalıyız.Vatan ,millet için daha fazla eğitim almalı daha fazla düşünmeliyiz.Başımızı topla silahla ele geçirmediler.İyi eğitim görmüş insanları içimize sokarak Halkı kandırdılar.Şimdi ne oldu Yöneticiler idareciler farklı halk farklı düşünüyor.Çoğu kişi bir türlü iyi bir başbakan olmadı diye yakınsın da dursun sebebi budur.Herkes kötünün iyisi diye birilerinin peşine sürüklenip gidiyor.ESKİDEN İNSANLAR ÖNCE VATAN ve MİLLET DÜŞÜNÜRDÜ SONRA MİDESİ AKLINA GELİRDİ şimdi ise ÖNCE MİDE SONRA VATAN ve MİLLET
DOSTLAR UYANIK OLALIM UYANIK.ÜLKEYİ NAMERTLERE BIRAKMAYALIM.
YARIN HAREKETE GEÇMEK ÇOK GEÇ OLABİLİR...

6 Mayıs 2007 Pazar

Neler Yapıyoruz

Uzun bir aradan sonra tekrar yazıyorum.Onun için içimde biriken çoook konu oldu bu zaman zarfı içerisinde.Belki çok şey yazarım belki hiçbirşey yazamam bundan dolayı
Okulumuzun bu hafta vizeleri vardı malum.Peki vize olmadığı zamanlarda neler yapıyoruz.Herhangi bir iş ile uğraşanımız var mı uğraşanlar vadır ama enelde gülerimiz boşa geçiyor kanımca.Geçmişi şöyle bir düşününce herşey ortaya çıkıyor.Bakıyoruz ki günlerimiz saatlerimiz hep boşa geçmiş genel itibariyle.Kendimizi geliştirmeliyiz der herkes ancak genelde kimsede pek kıpırdanma görünmez.Bizler avrupaya ABD'ye özeniyosak niye çalşknalıkla özenmiyoruz da zevk eğlence kısmıyla özeniyoruz.Çalışkan olursak eğlenceye de zaman kalır.Eğlenmenin alasını da yaparız.Ama önce çalışmak gerekir.Aç ayı oynamaz demişler.

26 Nisan 2007 Perşembe

ALTINCI PARMAK

ALTINCI PARMAK
İşkencesi gibi bir işkence olan sigarayla yavaş yavaş işkence çekerek sabırlı bir şekilde ölürler.
Sigara kullanımı toplumlar arasında gün geçtikçe artmakta ve alt yaş gruplarına inmektedir. Bunun önüne bir türlü geçilemiyor. Sebebi ise aileden ya da gençlerin gelişiminde aile çok büyük bir öneme sahiptir. Bundan dolayıdır ki gençlerin bazı alışkanlıkları kazanması ya da öğrenmesi bu yolla gerçekleşir.
Ne kadar yararı olduğu söylense de bunların hepsi sigara kullananların kendilerini savunmak için söylediği sözlerdir. Sigarayı bırakamadığını çoğu tiryaki söyleyemez. Onun için böyle sözler uydururlar. bilmem insan kızınca rahatlıyormuş, efkarlanınca kafayı dağıtıyormuş, bir rahatlama hissi uyandırıyormuş.kullanıcılar kullanıma bağımlısı olduğu için teselliyi onda bulur.
Bu nikotini bol olan ürünün hiçbir yararı olmadığı için yararlarından bahsedemeyeceğim. Bundan dolayı da zararlarından daha çok bahsedeceğim.
İnsanoğlu kendisine işkence yaparak ölmek istiyorsa bir an önce sigaraya başlamalı ve ölmelidir. İnsanların kollara, bacakları, parmakları kesilir, ciğerleri iflas eder,boğaz kanseri olur,o olur bu olur halen sigarayı bırakmaz.tıpkı yenilen pehlivanın güreşe doymadığı gibi…tıbben araştırılmış ve insanın kesinlikle kullanmaması gerektiği kanaatine varmışlar.tıbbi zararlar bir tarafa çünkü bu zararlar sadece kendisine zarar verir.
Birde sosyal yönden zararları vardır.hem kendimize hem de çevremizdeki insanlara zarar verdiğimiz için en büyük zararı sosyal çevreyedir.Amerika dan örnek vermeyi pek sevmem.onlar zalim bir devlettir.ancak Osmanlıyı örnek aldıkları için bazı yönlerden örnek verilebilecek tarafları oluyor.
ABD de sigara içenler hoş karşılanmazlar ve aşağılanırlar, ikinci sınıf muamelesi görürler. Bizim toplumumuzda ise sigara içenler binci sınıf sınıf insan içmeyenler ise ikinci sınıf insan gibidir.
Ne kadar yasaklamalar getirilse de pek değişen bir şey olmuyor. Bir de acayip acayip sigara içenler vardır tolumda sanki sigara içmek bayağı bir marifetmiş gibi.
Aile içindede sigara içmek aileye zarar verir. Sigara içen bir anneden dünyaya gelen çocuk o kadar sağlıklı olmaz sonradanda çocuk onun dumanından ve kokusundan ister istemez etkilenir. Çocuk büyüyünce de anne ve babası sigara içtiği için o da yüzde doksan dokuz ihtimalle sigara içecektir. Çevremdeki insanlardan gözlemlerimden böyle küçükken arkadaşlarımdan birisi ben asla sigara içmem diyordu sonradan sigara içen arkadaş çevresi olduğundandır oda 4 yıldır sigara tiryakisi…
Maddi olarak da sigara hem kendimize hem de ailemize zarar verir. Eğer baba çocuğunun nafakasından kesip de sigara içiyorsa bu çok vahim bir durumdur.
Günlük 2,5 ytl para verilirse sigaraya aylık 75 YTL para yapar. Önemli olan sigarayı bırakmak değil sigaraya hiç başlamamaktır. Eğer başlamazsak bırakmak içinde uğramayız, paramızda cebimizde kalır.